Atatürk Üniversitesi Hakkında

Atatürk Üniversitesi hakkında merak ettikleriniz, öğrenci mekanları, özel kız ve erkek öğrenci yurtları kısacası üniversite ve kampüs hayatı hakkında her şey burada!

izmir yurtizmir yurt

Kategori Seçiniz

Hakkında
Fakülteler

Tarihçe

Atatürk Üniversitesi’nin tarihçesi, Türkiye Cumhuriyeti’nin önemli projelerinden birinin gerçekleşme öyküsüdür.Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, 1 Kasım 1937 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclis’inde yasama yılını açış konuşmasında Doğu Anadolu’da büyük bir üniversite kurmanın gereğini ifade ederek, bu husustaki çalışmaları başlatma talimatı vermiştir.


Atatürk’ün ölümünün ardından bu çalışmalara 12 yıl ara verildikten sonra konu; 1 Kasım 1950’de 3.Cumhurbaşkanı Celal Bayar tarafından Büyük Millet Meclisi’nin açılışı nutkunda tekrar gündeme getirildi. Bu uyarı üzerine, 2.Menderes Hükümeti konuyu programına alarak, Milli Eğitim Bakanlığı üniversiteler bürosu “Doğu illerinde bir yüksek öğretim ve kültür merkezi vücuda getirilmesi” hususunda üniversite rektörlüklerine 11.6.1951 tarih ve XIV/5366 sayı ile birer yazı göndererek Bilim Komisyonu kurmaları isteğinde bulundu.


Bunun üzerine konu Üniversitelerarası Kurul’da görüşüldükten sonra o dönem mevcut bulunan 3 üniversitenin senatolarınca seçilen 5’er kişiden oluşan toplam 15 kişilik Bilim Komisyonu kuruldu. Bu komisyon, 27.7.1951 tarihinde Ankara’da Milli Eğitim Bakanı Tevfik İleri başkanlığında ilk toplantısını yaparak, Doğu illerinde bir inceleme gezisi yapmaya karar verdi. Ardından da Cumhurbaşkanı Celal Bayar ile birlikte bu geziye çıkıldı.Heyet, Van, Elazığ ve Diyarbakır’da incelemelerde bulunurken, Erzurum halkı bu gelişmeyi yakından takip ediyordu.


Heyetin Erzurum’a gelip gelmeyeceği kesinlik kazanmamıştı. Bunun üzerine Erzurum Valisi Cemal Göktan heyetin Erzurum’a uğramadan Ankara’ya dönecekleri ihtimaline karşı Cumhurbaşkanı Celal Bayar’a bir telgraf çekti ve heyetle birlikte kendilerini Erzurum’a davet etti. Ertesi gün Malatya’dan gelen telefonun diğer ucunda Başyaver Nurettin Alpkartal vardı.


Alpkartal, Cumhurbaşkanı Bayar’ın telgraftan çok memnun ve mutlu olduğunu, kendisinin Ankara’da çok mühim bir toplantısı olması nedeniyle gelemeyeceğini, ancak heyeti uçakla Erzurum’a yollayacağını müjdeliyor, heyetin karşılanmasını istiyordu. Bu, çok önemli bir gelişmeydi. Ertesi gün, Vali Cemal Göktan, Ordu Kumandanı Nurettin Baransel, Kolordu Kumandanı Osman Güray, diğer askeri erkan ile Vilayet Umumi Azaları, Belediye Reisi ve azaları, maarifçiler, şube müdürleri ve Erzurum’un ileri gelenleri, heyeti Erzurum Havaalanında karşıladı.


Şehri gezen heyet, ardından Belediye salonunda toplandı. Toplantıya Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşarı Reşat Tardu başkanlık etti. Bir tarih öğretmeni Erzurum’un tarihini, bir görevli 1950 nüfus sayımına göre şehir, kasaba ve köy nüfuslarını, bir kurmay binbaşı da Erzurum’un milli savunma bakımından önemini anlattı. Heyet, ertesi gün Ordu Kumandanını ziyaret için karargahtaydı. Nurettin Paşa, heyeti harekat dairesine aldı ve ordu bakımından üniversitenin kurulmasında büyük yararlar olduğu haritalar üzerinde izahat vererek anlattı.



Misyon

1957’de kurulan Atatürk Üniversitesi, Kurucu Bilim Heyeti tarafından şu görev ve işlevlerle tanımlandı.

1-Kurulacak üniversitenin yeni bir bilim merkezi olmakla beraber, öncelikle ve bilhassa Doğu Anadolu’nun bir taraftan milli ve içtimai, diğer taraftan maddi ve iktisadi kalkınmasına hizmet edebilmesi, memleketin Doğu bölgesine de diğer bölgelerin derecesinde refah ve manevi sıhhat kazandırması,

2-Doğu’nun manevi ve içtimai kalkınmasında rol oynayabilecek manevi ve içtimai ilimler fakülteleri ile Doğu Anadolu’nun maddi refahına hizmet edebilecek müspet ilimler, fen ve teknik fakültelerin üniversite bünyesinde yer almaları,

3-Fakültelerin araştırma yetiştirme faaliyetlerinde bölgenin özelliklerinin ve ihtiyaçlarının göz önünde bulundurması, Doğu Anadolu’nun kalkınmasında örnek olmak, araştırma sonuçlarını bölgeye yaymak ve tatbik etmek,

4-Üniversite bünyesindeki teşekküllerin hem kendi aralarında, hem de diğer üniversiteler ile sıkı iş birliği yapmaları ve Hükümetçe alınacak kalkınma tedbirlerinin inikâslarını yakından takip etmeleri.


Kampüste Yaşam

Atatürk Üniversitesi Türkiye’nin en güzel kampüslerinden birine sahiptir. 6.5 milyon m2’lik açık alana sahip olan kampüste, kapalı alan 1 milyon m2’dir. Kampüs özellikle bol yeşil alan ve çağdaş kent estetiğini temsil eden peyzajıyla ideal bir yaşam alanı olarak dikkat çekmektedir.Nezih ve huzurlu iklimiyle dikkat çeken kampüste, günde ortalama 50 bin kişiyi bulan bir nüfus hareketliliği yaşanmaktadır.


Yine, gündelik yaşama dair her türlü ihtiyacın karşılanabileceği alışveriş merkezleri, banka şubeleri, kafeler, oyun alanları, sinema salonları ve spor salonlarının da bulunduğu kampüste, yürüyüş alanları ve kampüsün tamamını kapsayan bisiklet yolu da yer almaktadır.


Huzurun ve Güvenin Adresi

Atatürk Üniversitesi’ni ayrıcalıklı kılan önemli özelliklerden biri huzur ve güven ortamına sahip olmasıdır. Türkiye’deki üniversiteler arasında “en huzurlu ve yaşam standartları en iyi” olarak değerlendirilen üniversitemiz, farklı kültür ve farklı dünya görüşüne sahip bireylerin kardeşçe, huzurlu ve barış içerisinde bir arada yaşadıkları bir eğitim kurumudur.

Tarihçe

Atatürk Üniversitesi’nin tarihçesi, Türkiye Cumhuriyeti’nin önemli projelerinden birinin gerçekleşme öyküsüdür.Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, 1 Kasım 1937 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclis’inde yasama yılını açış konuşmasında Doğu Anadolu’da büyük bir üniversite kurmanın gereğini ifade ederek, bu husustaki çalışmaları başlatma talimatı vermiştir.


Atatürk’ün ölümünün ardından bu çalışmalara 12 yıl ara verildikten sonra konu; 1 Kasım 1950’de 3.Cumhurbaşkanı Celal Bayar tarafından Büyük Millet Meclisi’nin açılışı nutkunda tekrar gündeme getirildi. Bu uyarı üzerine, 2.Menderes Hükümeti konuyu programına alarak, Milli Eğitim Bakanlığı üniversiteler bürosu “Doğu illerinde bir yüksek öğretim ve kültür merkezi vücuda getirilmesi” hususunda üniversite rektörlüklerine 11.6.1951 tarih ve XIV/5366 sayı ile birer yazı göndererek Bilim Komisyonu kurmaları isteğinde bulundu.


Bunun üzerine konu Üniversitelerarası Kurul’da görüşüldükten sonra o dönem mevcut bulunan 3 üniversitenin senatolarınca seçilen 5’er kişiden oluşan toplam 15 kişilik Bilim Komisyonu kuruldu. Bu komisyon, 27.7.1951 tarihinde Ankara’da Milli Eğitim Bakanı Tevfik İleri başkanlığında ilk toplantısını yaparak, Doğu illerinde bir inceleme gezisi yapmaya karar verdi. Ardından da Cumhurbaşkanı Celal Bayar ile birlikte bu geziye çıkıldı.Heyet, Van, Elazığ ve Diyarbakır’da incelemelerde bulunurken, Erzurum halkı bu gelişmeyi yakından takip ediyordu.


Heyetin Erzurum’a gelip gelmeyeceği kesinlik kazanmamıştı. Bunun üzerine Erzurum Valisi Cemal Göktan heyetin Erzurum’a uğramadan Ankara’ya dönecekleri ihtimaline karşı Cumhurbaşkanı Celal Bayar’a bir telgraf çekti ve heyetle birlikte kendilerini Erzurum’a davet etti. Ertesi gün Malatya’dan gelen telefonun diğer ucunda Başyaver Nurettin Alpkartal vardı.


Alpkartal, Cumhurbaşkanı Bayar’ın telgraftan çok memnun ve mutlu olduğunu, kendisinin Ankara’da çok mühim bir toplantısı olması nedeniyle gelemeyeceğini, ancak heyeti uçakla Erzurum’a yollayacağını müjdeliyor, heyetin karşılanmasını istiyordu. Bu, çok önemli bir gelişmeydi. Ertesi gün, Vali Cemal Göktan, Ordu Kumandanı Nurettin Baransel, Kolordu Kumandanı Osman Güray, diğer askeri erkan ile Vilayet Umumi Azaları, Belediye Reisi ve azaları, maarifçiler, şube müdürleri ve Erzurum’un ileri gelenleri, heyeti Erzurum Havaalanında karşıladı.


Şehri gezen heyet, ardından Belediye salonunda toplandı. Toplantıya Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşarı Reşat Tardu başkanlık etti. Bir tarih öğretmeni Erzurum’un tarihini, bir görevli 1950 nüfus sayımına göre şehir, kasaba ve köy nüfuslarını, bir kurmay binbaşı da Erzurum’un milli savunma bakımından önemini anlattı. Heyet, ertesi gün Ordu Kumandanını ziyaret için karargahtaydı. Nurettin Paşa, heyeti harekat dairesine aldı ve ordu bakımından üniversitenin kurulmasında büyük yararlar olduğu haritalar üzerinde izahat vererek anlattı.



Misyon

1957’de kurulan Atatürk Üniversitesi, Kurucu Bilim Heyeti tarafından şu görev ve işlevlerle tanımlandı.

1-Kurulacak üniversitenin yeni bir bilim merkezi olmakla beraber, öncelikle ve bilhassa Doğu Anadolu’nun bir taraftan milli ve içtimai, diğer taraftan maddi ve iktisadi kalkınmasına hizmet edebilmesi, memleketin Doğu bölgesine de diğer bölgelerin derecesinde refah ve manevi sıhhat kazandırması,

2-Doğu’nun manevi ve içtimai kalkınmasında rol oynayabilecek manevi ve içtimai ilimler fakülteleri ile Doğu Anadolu’nun maddi refahına hizmet edebilecek müspet ilimler, fen ve teknik fakültelerin üniversite bünyesinde yer almaları,

3-Fakültelerin araştırma yetiştirme faaliyetlerinde bölgenin özelliklerinin ve ihtiyaçlarının göz önünde bulundurması, Doğu Anadolu’nun kalkınmasında örnek olmak, araştırma sonuçlarını bölgeye yaymak ve tatbik etmek,

4-Üniversite bünyesindeki teşekküllerin hem kendi aralarında, hem de diğer üniversiteler ile sıkı iş birliği yapmaları ve Hükümetçe alınacak kalkınma tedbirlerinin inikâslarını yakından takip etmeleri.


Kampüste Yaşam

Atatürk Üniversitesi Türkiye’nin en güzel kampüslerinden birine sahiptir. 6.5 milyon m2’lik açık alana sahip olan kampüste, kapalı alan 1 milyon m2’dir. Kampüs özellikle bol yeşil alan ve çağdaş kent estetiğini temsil eden peyzajıyla ideal bir yaşam alanı olarak dikkat çekmektedir.Nezih ve huzurlu iklimiyle dikkat çeken kampüste, günde ortalama 50 bin kişiyi bulan bir nüfus hareketliliği yaşanmaktadır.


Yine, gündelik yaşama dair her türlü ihtiyacın karşılanabileceği alışveriş merkezleri, banka şubeleri, kafeler, oyun alanları, sinema salonları ve spor salonlarının da bulunduğu kampüste, yürüyüş alanları ve kampüsün tamamını kapsayan bisiklet yolu da yer almaktadır.


Huzurun ve Güvenin Adresi

Atatürk Üniversitesi’ni ayrıcalıklı kılan önemli özelliklerden biri huzur ve güven ortamına sahip olmasıdır. Türkiye’deki üniversiteler arasında “en huzurlu ve yaşam standartları en iyi” olarak değerlendirilen üniversitemiz, farklı kültür ve farklı dünya görüşüne sahip bireylerin kardeşçe, huzurlu ve barış içerisinde bir arada yaşadıkları bir eğitim kurumudur.